9 Kasım 2011 Çarşamba

Kurban bayramı bitti ve yine işimizin başına, rutinimize döndük. Bayramı en geleneksel şekliyle, Bursa'ya gidip, akraba ziyaretleri yaparak geçirdik.

Çocukların bayramları geleneksel şekilde yaşamalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Çekirdek aile dışında geniş ailelerini de tanımaları, kalabalıklar tarafından sevilmeleri, geldikleri yeri öğrenmeler önemli.

Ayrıca bizim gibi dört kuşak birarada olabilmek yaşamın bir mucizesi. Bunun güzelliğini ise yazık ki ancak kaybedince anlayabiliyoruz.

Bu bayram 7 kapı gezerek yaptık bayram ziyaretlerimizi. Zamanında 19 kapı gezip, rekor kırmışlığımız olduğundan eskiye göre kapılarımız oldukça azalmış durumda.

Bayram sofralarımız kalabalıktı, neşeliydi.Gidenleri andık, gelecekler için meraklandık.

Kuzey ve Zeynep geleneksel hayvanat bahçesi ziyaretlerini yaptılar. Bol bol şeker, baklava yediler. Harçlık toplayıp, pilli arabalarda harcadılar.

Kuzey okumayı sökmeye başladı. Hoşuna da gidiyor. Zeynep rahat verdiği zamanlarda kendi başına ödevini yapıyor.

Dün Kuzey'in üç yaşındaki resimlerini buldum. Şu an Zeynep'in olduğu yaştaymış. Zaman nasıl su gibi akıp geçiyor ve biz de onunla sürükleniyoruz.

Anın farkında olmak ve özellikle asla bir daha yakalanamayacak çocukların büyüme anlarını kaçırmamak. Önemli olan gerçekten sadece bu. Ama 'Ah büyüse, şu işi yetiştirmem lazım, şimdi seninle ilgilenemem' diye kaçırıyorum anları. Onlarla özel şeyler yapmak, yeni alanlar keşfetmek lazım. Bir de seyahat etmek. Birlikte seyahat etmenin çocuklar için çok özel bir deneyim olduğuna inanıyorum.

Türkiye'deki yakın yerlerden başlayarak onlarla beraber yolculuk etmek istiyorum. İlk hedefler: Edirne, Eskişehir ve Kapadokya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder