Ocak ayı çok uzun sürmüş gibi gelse de Şubat ayı sanki uçarak geçti. Bu ayı üç kitap okuyarak bitirmişim ve aldığım karara uyarak kısa da olsa okuduğum kitapları yazmaya devam ediyorum. Aferin bana ve omzuma küçük pıt.
İstanbul'u Bul Bana-Hulki Aktunç
Şubat'ın ve şimdiye kadar 2024 yılının en güzel kitabı Hulki Aktunç'un 'İstanbul'u Bul Bana' kitabı oldu. Daha önce hiç Aktunç okumamıştım. Ayfer Tunç 'Kuru Kız'da o kadar çok bahsetmişti ki geçen seneden bu yana hep aklımdaydı. Kısmet bu kitapla başlamakmış. 'İstanbul'u Bul Bana' Hulki Aktunç'un 'Kostantınıyye Haberleri' gazetesine yazdığı denemelerden oluşuyor. Bu denemeleri bulup, derleyen editör Bengü Vahapoğlu'na özel teşekkür etmek lazım. Çünkü bu yazıların kaybolup gitmesi gerçekten çok yazık olurmuş.
İstanbul'un delileri, argosu, kedileri, sorunları ve farklı karakterleri Aktunç'un lezzetli kalemiyle bizimle buluşuyor. İstanbul'u seven herkesin okuması gereken, pek hoş bir kitap. Yitip giden şehre ve geri gelmeyecek insanlara dair nefis yazılar.
Kapaktaki Ara Güler fotoğrafı bu kitaba ancak bu kadar yakışır.
Hulki Aktunç okumaya devam edeceğim. 'Büyük Argo Sözlüğü'nü aldım, arada karıştırıyorum.
Ankara- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Cumhuriyet dönemi okumalarına devam ediyorum. Yakup Kadri'nin 'Ankara'sı da bu türün bir klasiği. Milli mücadele döneminde başlayıp, yeni devletin kuruluşu ve sonrasında Ankara'da ve toplumda yaşanan değişimleri anlatan kitap son derece eleştirel. Vatanı kurtarmak için başlayan mücadelenin nasıl yozlaştığını, bozulduğunu ve kişisel kazanç hırslarının öne çıktığını gösteriyor. Batı kültürünün yıkıcı etkisine açılan ve değişen karakterlerin hepsi çok sembolik. Son bölüm ise Karaosmanoğlu'nun ideal ve yozlaşmamış Ankara'sını anlatan bir ütopya.
Dönemi anlamak için önemli bir eser ama edebi açıdan fazla didaktik ve mesaj kaygılı.