21 Kasım 2013 Perşembe

Hakan Günday 'Daha' ile Sarsıyor










Hakan Günday okumak kolay değil. Anlaşılmaz olduğundan ya da kompleks cümleler kurduğundan değil. Rahatsız edici konuları, bütün açıklığı ile anlattığı için zor. Hepimizin burnunun dibinde yaşanan insan kaçakçılığını tüm yönleriyle anlattığı için zor. Görmezden geldiğimiz vahşeti sade bir şekilde yazdığı, 'Ege'de batan botta 10 kişi' öldü haberini umursamazlıkla okurken bize arka planını anlattığı için zor.

Daha, 9 yaşındaki bir insan kaçakçısının hikayesi. Bu cümlenin çarpıcılığı bütün roman boyunca sürüyor. Kimsenin iyi olmadığı bir dünyada, şiddet, güç kavgası ve hayatta kalma mücadelesi sürüyor. Çok sürükleyici olmasına rağmen, rahatsız edici bir kitap olduğu için durarak okumam gerekti. Kitap, masamın üzerinde cehenneme giriş kapısı gibi durdu. Günday'la içine girdiğimiz cehennem ise her an yanıbaşımızda yaşanan ve bizim görmezden geldiğimiz bir durum aslında.

Günday'ın genç ve çalışkan olmasına çok seviniyorum çünkü daha çok yazacak. Ve beni yerden yere vursa da onu okumaya devam edeceğim.

Ahmet Ümit'in En Güzel Romanı: Beyoğlu'nun En Güzel Abisi






Ahmet Ümit'i çok sevdiğimi ama bazı romanlarını çok beğenmediğimi daha önce yazmıştım. Son hayalkırıklığım beni yeni romanı 'Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'ni almaktan alıkoymadı. Neredeyse çıkar çıkmaz okudum. Ve de çok beğendim. Önceden de tanıyıp sevdiğimiz Komiser  Nevzat  karakteri ve çalışma arkadaşları, sevgilisi var bu romanda. Kentsel dönüşümden payını alan Tarlabaşı, Gezi Olayları, Taksim'deki dönüşüm, aile içi şiddet, rant kavgası da var. Karakterler güzel, roman akıcı. Ahmet Ümit'in en iyi kitaplarından biri. Polisiye sevmeseniz bile düzgün bir roman okumak için tercih edebilirsiniz.