Bu ay ilk olarak Peter Watson'un 'Hiçlik Çağı'na başladım. Daha önce aynı yazarın 'Fikirler Tarihi'ni, büyük bir hayranlıkla okumuştum. Watson çok zor ve iddialı bir işe soyumarak insanlık tarihi boyunca gelişen düşünce akımlarını ivelemeiş ve bunları son derece anlaşılır bir şekilde yazmıştı.
O kitabı okumuş olmamdan da cesaret alarak 'Hiçlik Çağı'nı okumaya başladım. Bu defa Watson Nietzsche'nin meşhur 'Tanrı öldü' sözünden sonraki felsefe dünyasını ele almış. Ateizm ve sonrasındaki düşünce ve sanat akımlarını okuyoruz. Bazı bölümler beni zorladı. Her filozofa ayrı vakit ayırmak gerekli.
Arada Liz Behmoaras'ın Azra Erhat biyografisi 'Küçük Dev Kadın Azra'yı okudum. Halikarnas Balıkçısı vasıtasıyla tanıdığım ve çalışmalarına büyük saygı duyduğum Erhat'ın özel hayatını, çocukluğunu ve yaşadığı zorlukları öğrenmek çok ilgimi çekti. Behmoaras'ın dili son derece sade ve rahat okunur. Erhat'ın hayatı paralelinde yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nu, yeni kurulan Cumhuriyet'i, aydınların coşkusunu ve çektikleri zorlukları, yurtdışından gelen bilim adamlarının katkısını okumak çok bilgilendirici. Balıkçı ile büyük aşklarını ve zorlu-değişen ilişkilerini okumak da beni çok duygulandırdı. Zeki ve çok çalışkan Azra Erhat'ı tüm kadınlar tanımalı, mirası hep yaşamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder