10 Aralık 2013 Salı

Yemek Tarihi ve Kültürüne Meraklı Olanlar Kaçırmasın








Günümüzde yemek hiç olmadığı kadar 'in'. Yeni mekanlar birbiri ardına açılıyor, şefler pop-star muamelesi görüyor, 'gurme'lerin tv programları çok izleniyor. Ve tabii birbiri ardına yemek kitapları yayınlanıyor. Ama tüm bu kitapların, TV programlarının ne kadarının içi dolu tartışılır.

Hülya Ekşigil'in 'İyi bir Yemek Tek Başına Yenmeyen Yemektir' adlı kitabı bu furyadan biraz farklı bir yere sahip. Ünlü Viz(y)on dergisine yıllarını veren Ekşigil Milliyet Sanat'ta yazdığı yazılarını biraraya toplamış. Her yazının derin bir araştırma eseri olduğu belli, çok enteresan bilgiler var. Ara ara okuyayım diye başladım, elimden bırakamadım. Yazıya konu olan besinin tarihçesi, farklı kültürlerdeki kullanımı, ilginç inanışlar ve tabii ki tarifler var.

Yumurta ve limonla yaptığımız çorba terbiyesinin Bizans'tan kaldığından, en ünlü pastırma ustalarının Ermeni olduğuna kadar bir sürü ilginç bilgi var.

Patatesten, pastırmaya, gülden, avakodoya çok iyi tanıdığımızı düşündüğümüz ya da hiç bilmediğimiz yiyecekleri tanıtıyor Ekşigil. Dili de çok iyi olduğu için hiç sıkılmadan okunuyor.

Yemek meraklılarının kaçırmaması gereken bir kitap. Yılbaşı için de çok iyi hediye olacağını hatırlatayım.

Oğlak Yayınları yemek kültürü konusunda sessiz sakin, güzel kitaplar basıyor. Takdir ediyorum kendilerini.

3 Aralık 2013 Salı

Jeff Bezos ve Amazon'un Hikayesini Okumalısınız





 İnternet sayesinde hayatımızın değiştiğini hepimiz biliyoruz. Ama bazen içinde yaşarken, gerçekleşen değişimin büyüklüğünü anlamakta zorlanabiliyoruz. Geleceği öngörmemiz ise neredeyse imkansız.

Hayatımızı, iş yapış biçimlerini ve ekonomiyi biçimlendirenler internet girişimcileri. Hayalleri, çalışkanlıkları ve inatçılıklarıyla tarih yazıyorlar ve biz onların hayallerini yaşıyoruz. Bu kişilerin çalışma biçimlerini ve  vizyonlarını öğrenmek ufuk açıcı. İyi yazılmış biyografi okumak, tarih kitabı okumak kadar zevkli ve öğretici.


Amazon kurucusu Jeff Bezos'un hayatını ve Amazon macerasını anlatan bir kitaptan çok etkilendim. ' Jeff Bezos and The Age of Amazon' sadece internetle uğraşanların değil, herhangi bir sektörde çalışan herkesin okuması gereken bir kitap. Çünkü internet her sektörü değiştirecek. Müzik, kitap, Tv sektörü değişti bile. Medya tamamen dönüştü. Perakende dönüşüyor. Değişimden kaçmak mümkün olmadığına göre içinde yer almak ve öğrenmek en iyi strateji.

İşin sırrı üvey baba mı?


Brad Stone’un yazdığı ‘The Everything Store- Jeff Bezos and The Age of Amazon’ bir garajda kurulan Amazon’un 20 yıllık zorlu, inişlerle ve çıkışlarla dolu hikayesini anlatıyor. Tabii ki Amazon demek, Jeff Bezos demek olduğu için aslında iş dünyasının son yıllardaki en büyük dahisinin hayat hikayesini de okuyoruz. 

  20 yıl önce Amazon’u kurarak ilk internet girişimcilerinden biri  olan Bezos, şu anda 28 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin insanlarından biri. Jeff Bezos, Apple’ın yaratıcısı Steve Jobs ile aynı kaderi paylaşıyor. İkisi de gerçek babaları tarafından değil, üvey babaları tarafından büyütülüyor. Bezos, baba bildiği kişinin gerçek babası olmadığını 10 yaşındayken öğreniyor ve hiç bir zaman gerçek babasını bulmaya çalışmıyor. 

Gerçek babası hayatını bisikletiyle sirklerde gösteri yaparak kazanıyor ve ardından bir bisiklet satış ve tamir dükkanı açıyor. Oğlunun dünyanın en zengin insanlarından biri olduğunu ise kitabın yazarı onu bulduğu zaman öğreniyor. 

'Müşteri her şeyden önemli'

Bezos, 1994 yılında Amazon’u kurduğu zaman ilk olarak işe kitap satarak başlıyor ama aslında aklındaki fikir ‘Her şeyin satıldığı’ bir online dükkan olmak. Sadece bu vizyon bile onun ne kadar ileri görüşlü ve inatçı ve çoğu kişiye göre ‘hayalperest’ olduğunun göstergesi. Bezos için müşteri memnuniyetini her şeyden önemli. Bu nedenle kısa vadede zarar etmeyi ya da iş ortaklarıyla kavga etmeyi göze alıyor. Fakat uzun vadede kazanan Bezos ve dolayısıyla müşteri oluyor. 

Bezos'un her zaman müşteriyi merkeze alan düşünme biçimi ve uzun vadeye odaklanması Amazon'un başarısının en önemli nedeni.  'Dahi' Bezos çalışması hiç de kolay olmayan biri. Ünlü kahkahası iğneleyici laflarını gizlemeye yetmiyor. Google çalışanlarına pek çok imkan sunarken Amazon'da park yerleri bile ücretli. Başta üst düzey yöneticileri olmak üzere pek çok çalışanıyla yollarını zaman içinde ayırıyor. Hayalinin peşinde çok çalışmak ve zaman zaman acımasız olmak gerektiğini biliyor. 

Amazon'un büyümesini sağlayan kitap sektörünü alt üst ediyor. Yıllarca iş ortaklığı yaptığı tedarikçilerini bir anda karşısına alabiliyor.

Son duyurduğu insansız hava aracını kullanmaya başlamasıyla ulaştırma-kargo sektörünü de alt üst edebileceğinin sinyalini verdi. Charlie Rose'a verdiği röportaj durumu özetliyor zaten. 'İnternet ve gelecek bütün şirketleri dönüştürecek. Ve bundan  şikayet etmek bir strateji değildir.'



Bezos'un Washington Post'u nasıl dönüştüreceğini, uzayla ilgili yapacağı çalışmaları çok merak ediyorum. Ömrümüz olur da görürsek çok heyecanlı şeyler olacağa benziyor.


2 Aralık 2013 Pazartesi

Bridget Jones Geri Döndü



Önce Bridget Jones vardı. 30'lu yaşlarda, aşkı arayan kentli kadın prototipini o yarattı. Romantik, şaşkın ve beyaz atlı prensin peşinde koşarken komik durumlara düşen Bridget Jones tüm dünya kadınlarının kahramanı oldu. Kitapları çok sattı, filmleri gişe rekorları kırdı, sahneler ve replikler ezberlendi.

Bridget Jones'un yazarı Helen Fielding chic-lit denen bir kitap türü yarattı. Şehirli, bekar, aşkı arayan kadınları anlatan, kolay okunan bu kitaplar çok tuttu. Ben de, özellikle çocuklar ufakken, serviste çok okudum bu tip kitapları. Sophie Kinsella, Jane Green dışında Türkiye'de de benzerleri çıktı.

Ama Bridget Jones'un yeri hep özeldi. İlk göz ağrımız, yalnız olmadığımızı hatırlatan biricik kahramanımızdı.

Ve aradan geçen uzun yılların ardından Bridget Jones geri döndü. Henüz Türkçe'ye çevrilmedi. Serinin üçüncü kitabında Jones 51 yaşında, iki çocuklu bir dul olarak karşımıza çıkıyor. Darcy ölmüş ve Jones 5 yıl süren yalnızlık sürecinden sonra sahalara dönüyor.

Kitap, Bridget Jones hayranları tarafından merakla beklendi ama çok beğenilmedi.Ben de çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Bridget Jones'u çok seviyor olmasam, okumazdım. Önceki kitaplar kahkahalarla güldürürken bu sefer ağladığım yerler oldu. Ayrıca benzerlerini başka kitaplarda okuduğum ebeveynlik krizlerini Fielding'ten okumak ilgimi çekmedi.

Eski günlerin hatırına Bridget'la tekrar görüşmek güzeldi ama beklentinizi düşük tutmak kaydıyla.