Bu haftasonu büyük bir gardrop detoksu yaptım. İki yıldır bir kere bile giymediğim bütün kıyafetleri attım. 'Ay bunun hatırası var, bunu belki ileride giyerim, bu da dursun' demeden giymediğim her şeyi attım. Dolabım boşaldı ve ferahladı. Ve de yeni kıyafetlerime yer açıldı. Yeni kıyafetlerim öncekilerden hayli farklı çünkü resmen 37 yaşından sonra giyim zevkim değişti.
Bilenler bilir, hala lisedeki gibi giyiniyordum. Yani kot, t-shirt, boğazlı kazaktan oluşan fiks bir gardrobum vardı. Bu kombinlerin altına da spor ya da düz siyah camperlarımı giyiyordum. Hayatımdan da gayet memnundum.
İçime başka bir kadın girdi
Sonra bu yılın başında içime farklı bir kadın girdi galiba. Vitrinlerde ayakkabılara bakar ve topuklu ayakkabı alır oldum. Gömleklerimi saten ve ipekli gömleklerle değiştirdim. Hiç giymediğim elbiselerle ilgilenir oldum. Siyah mus çoraptan başka külotlu çorap çeşitleri olduğunu anladım. Aksesuarların kıyafeti nasıl değiştirdiğini gördüm. Giyinmenin sadece örtünmek olmayabileceğini, eğlenceli ve zevkli de olabileceğini anladım.
Şimdi kıyafetlerimi bir gece önceden seçiyorum. Ne, neyin üstüne giyilir diye kafa yoruyorum. Ama yanlış anlamayın hala alışverişlerimi toplam yarım saatte, indirimden yapıyorum. Sürdüğüm oje aynı gün lego takarken bozuluyor. Topuklu ayakkabılarla yürürken zorlanıyorum. Ama olsun bu bile bir başlangıç...
Bu yaşta anladım ki kadın olmanın zorunlukları zevkli de olabiliyormuş. Vitrinlerdeki kıyafetler sadece başkalarının değil, benim de giymem içinmiş. Ve güzel giyinmek insanın moralini düzeltiyormuş.
Öyleyse kadın olmanın zevklerine içelim!!!!
Defne, aynı süreci ben de yaşadım. Bunda annemin, "Kadın gibi giyin biraz" demesinin etkisi de oldu. Biz 30'undan sonra kadın olanlardanız galiba:)
YanıtlaSil