27 Şubat 2024 Salı

2024 Yılında Okuduğum Kitaplar-Şubat

 




Ocak ayı çok uzun sürmüş gibi gelse de Şubat ayı sanki uçarak geçti. Bu ayı üç kitap okuyarak bitirmişim ve aldığım karara uyarak kısa da olsa okuduğum kitapları yazmaya devam ediyorum. Aferin bana ve omzuma küçük pıt. 

İstanbul'u Bul Bana-Hulki Aktunç

Şubat'ın ve şimdiye kadar 2024 yılının en güzel kitabı Hulki Aktunç'un 'İstanbul'u Bul Bana' kitabı oldu. Daha önce hiç Aktunç okumamıştım. Ayfer Tunç 'Kuru Kız'da o kadar çok bahsetmişti ki geçen seneden bu yana hep aklımdaydı. Kısmet bu kitapla başlamakmış. 'İstanbul'u Bul Bana' Hulki Aktunç'un 'Kostantınıyye Haberleri' gazetesine yazdığı denemelerden oluşuyor. Bu denemeleri bulup, derleyen editör Bengü Vahapoğlu'na özel teşekkür etmek lazım. Çünkü bu yazıların kaybolup gitmesi gerçekten çok yazık olurmuş. 

İstanbul'un delileri, argosu, kedileri, sorunları ve farklı karakterleri Aktunç'un lezzetli kalemiyle bizimle buluşuyor. İstanbul'u seven herkesin okuması gereken, pek hoş bir kitap. Yitip giden şehre ve geri gelmeyecek insanlara dair nefis yazılar. 

Kapaktaki Ara Güler fotoğrafı bu kitaba ancak bu kadar yakışır.

Hulki Aktunç okumaya devam edeceğim. 'Büyük Argo Sözlüğü'nü aldım, arada karıştırıyorum. 


Ankara- Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Cumhuriyet dönemi okumalarına devam ediyorum. Yakup Kadri'nin 'Ankara'sı da bu türün bir klasiği. Milli mücadele döneminde başlayıp, yeni devletin kuruluşu ve sonrasında Ankara'da ve toplumda yaşanan değişimleri anlatan kitap son derece eleştirel. Vatanı kurtarmak için başlayan mücadelenin nasıl yozlaştığını, bozulduğunu ve kişisel kazanç hırslarının öne çıktığını gösteriyor. Batı kültürünün yıkıcı etkisine açılan ve değişen  karakterlerin hepsi çok sembolik. Son bölüm ise Karaosmanoğlu'nun ideal ve yozlaşmamış Ankara'sını anlatan bir ütopya. 

Dönemi anlamak için önemli bir eser ama edebi açıdan fazla didaktik ve mesaj kaygılı. 






Hiç bir zaman tam olarak anladığımdan emin olamasam da evrim ve genler hakkında okumayı çok seviyorum. Her seferinde hem ne kadar çok hem de ne kadar az şey bildiğimizi fark ederek, büyük keyifle okuyorum bu tip bilim kitaplarını. 

Adam Rutherford bu kitapta evrimi ve hepimizin hikayesini anlatmış. Evrimin zannettiğimiz gibi bir ağaç gibi değil, karışık bir çalı gibi olduğu bilgisi bile benim için önemli. Evrim varılacak bir sonu hedeflemiyor, sürekli devam ediyor ve edecek. İnsanı diğer türlerden üstün kabul edebileceğimiz bir durum yok, günümüze gelen tüm türler aynı başarıyı göstermiş durumda. Ve yok olmayacağımızın hiç bir garantisi yok. Bir anda insan türü yok olabilir ve hayat yine akar gider. 

 Darwin ve Darwin'in kuzeni Francis Galton başta olmak üzere onlarca bilim adamı ve projenin hikayesi var kitapta. Genom haritalarının çıkarılmasıyla beraber bilimsel gelişme çok hızlanmış ve daha da hızlanacak. 

Ne yazık ki bu kitaplardan aklımda istediğim kadar çok şey kalmıyor. O nedenle aynı konuyu tekrar tekrar okumaya çalışıyorum. 

Mesela bu kitapta aklımda kalan konulardan biri kulak kirimizin tipinin bile genetik olarak farklı olabileceği. Neandertallerin yok olmadığı ve genetik olarak bizimle yaşamaya devam ettikleri de öyle. 

Bu kitap bu alanda okuduklarımın en iyisi değil ama yine de okuduğuma memnunum. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder