18 Ocak 2012 Çarşamba

Hepimizle Dalga Geçtiler



Hrant Dink cinayetiyle ilgili  karar çıktı.  Cinayetin arkasında örgüt yokmuş. Suça sürüklenen çocuk, milliyetçi duygularla işlemiş cinayeti. Yargı bireysel bir suç olduğuna karar verdi  ve öyle cezalandırdı.

Farklı bir şey bekliyor muyduk? Hayır ama yine de saflıkla umut ediyorduk. Her şey bu kadar ortadayken, bağlantılar defalarca yazılmışken yargı gerçeği göz ardı etmez diyorduk.

Cinayetin nasıl planlandığını, nasıl örtbas edildiğini yazanlar örgüt suçlamasıyla içerde tutulurken, saçlarını kestirdi, poşu taktı diye öğrenciler örgüt üyesi suçlamasıyla içeri alınırken bu kadar bariz bir gerçeği örtemezler diyorduk.

Örttüler, görmezden geldiler, üstünü kapadılar, bağlantılar ortadayken yok saydılar. Soruşturmada yapılması gerekenleri yapmadılar, ses kayıtlarını zamanında istemediler, adil yargıyı yerine getirmediler.

Fethiye Çetin'in dediği gibi 'Hepimizle dalga geçtiler. En büyük dalgayı da sona sakladılar'



Aslında bizimki saflık. Bu ülke, bu topraklar farklıyı hiç sevmemiş, hep yoketmek istemiş. Hoş görmemiş ancak hor görmüş. Herkes tek tip olsun, kimse farklı görünmesin, konuşmasın, davranmasın, inanmasın istemiş. Farklı olanları sindirmiş, öldürmüş, yok etmiş. Sonra da kanıtlarını da ortadan kaldırmış.

Şimdi Twitter'da yine benim gibi düşünen insanları takip ederek, birbirimize düşüncelerimizde hak vererek kendi sanal dünyamızı yaratıyoruz. Bildiğimiz gerçekleri, Türkiye'yi, haksızlıkları yine bizim gibi düşünenlere anlatıyoruz. Kendi küçük dünyamızda haksızlıklara öfkemizi kusuyoruz.

İşe yarayacak mı? Çoğunluğun umurunda mı? Katiller gülümseyerek uzaklaşırken, çok yakında göreceğimiz gibi 'Kahraman' ilan edilirken biz ne yapacağız? Ne yapabileceğiz? Korku bizi de esir alacak mı? Hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam edecek miyiz?

Cevapları biliyorum ama dile getirmeye korkuyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder