24 Mart 2020 Salı

Korona Günlükleri-2-Hepimiz aynı gemide miyiz?

Bugün 24 Mart 2020-Salı

Türkiye'de ve tüm dünyada Korona virüsünün ölümcül ve yıkıcı etkileri tek gündem. Dün Fatih Terim'in test sonucunun pozitif olduğu açıklandı ve bu durum büyük yankı uyandırdı. Terim maçların ertelenmeyip, seyircisiz oynanmasına büyük tepki göstermişti. Hayati tehlikeyi anlatmaya çalışmış ve pek çok yetkilinin aksine bu işin ciddiyetini çok erken anlamıştı. Hastalığına üzüldüm. Umarım şifa bulur.

Virüs çıktığından beri pek çok farklı tartışma konusu ortaya çıktı.O kadar çok konuşulacak şey var ki.  İşin bilimsel ve tıbbi yönüne girmeyeceğim. Fakat bazı tartışma konularıyla ilgili fikirlerimi yazmak isterim. Yazmak aynı zamanda benim de kafamın billurlaşmasını sağlıyor.

Salgınla beraber gelen gündeme gelen konulardan  biri 'Hepimiz aynı gemideyiz' idi. Bazılarına  göre  bu salgın zengin-fakir ayırt etmeden herkesin aynı gemide olduğunu anlamasını sağladı. Malum virüs bulaşırken zengin misin fakir misin diye bakmıyor. Herkesin hastalığa yakalanma şansı/şanssızlığı var. Evet, bir yere kadar virüs hepimiz eşitledi. Zengini fakiri, Amerikalısı, Hintlisi herkes vürüs karşısında çaresiz. Bu taraftan bakarsak hepimiz aynı gemideyiz. Ama gemide çooooook farklı kamaralar ve o kamaraların bu hastalık karşısında çok farklı savunma biçimleri var.

Öncelikle maddi durumu iyi olanların kendilerini izole etme şansları var. Fabrikada çalışan ve işe servisle ya da toplu taşıma ile giden  bir işçi ile evinden işlerini yöneten patronun virüsle karşılaşma ihtimali aynı değil. Çalışan kesimdeki olasılık kat kat fazla. Bu durum tabii ki patronu dokunulmaz yapmaz, o da şans eseri virüs kapabilir ama olasılık az.

Ayrıca bu hastalıkta bağışıklık çok önemli. Yani iyi beslenen, spor yapan, meyve-sebze yiyen kişiler çok daha dirençli. Ekonomik zorluk yaşayan ve bu nedenle ağırlıklı karbonhidrat ve şekerli gıda yiyen kişilerin bağışıklıkları düzgün beslenen sınıflarla aynı mıdır? Tabii ki obez ve çok kötü beslenen zengin insanlar da tanıyorum ama genele bakacak olursak iyi beslenmek bilinç dışında maddi imkan da gerektiriyor.

Yalıda da da otursak, gecekonduda da otursak hepimiz eve kapandık. Bu da bir nevi eşitlenme sayılır diyenler var. Hayır, eşitlenme değil. His olarak yalıda oturanlar da kendilerini kötü hissedebilir ama çıkacak bir bahçesi olmakla nem kokulu tek odada kalmak zorunda olmak aynı şey değil. Tabii ki mutluluk-huzur insanın kendi içindeki hisler ama maddi şartlar genel durumu da etkiler.

Zengin ve fakirin sağlık imkanları da aynı değil. Tüm dünyada nedense hep zenginlerde, sporcularda ve yönetici eşlerinde çıktı virüs. Neden? Çünkü başta bir tek onların teste ulaşma imkanı ve ayrıcalığı vardı. Teşhisteki bu ayrıcalık sizce tedavide olmayacak mı? Henüz başlamadı ama tedavi için yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç olduğunda torpilli ve zenginler için ayrıcalık yapılmayacak mı?

Bulunduğumuz gemi Titanik'se evet hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batıyor ama alt kamaradakiler çok daha şanssız. Lüks kameradakiler için de kayıp büyük ve acılı olacak ama asıl bedeli her zamanki gibi alt kamaradakiler ödeyecek.




1 yorum: