9 Ocak 2013 Çarşamba

Ian McEwan'dan aşk ve casus romanı; Sweet Tooth


2013'ün ilk romanını okudum. Ian McEwan'ın son romanı 'Sweet Tooth'u yaklaşık bir haftada okudum. McEwan çok beğendiğim bir yazar. Onunla ilk 'Atonement-Kefaret' filmiyle tanışmıştım. Filmi çok beğenip, 'Film güzelse, kitap çok daha iyidir' diye düşünüp, kitabı okudum. Gerçekten incelikli, acıklı bir aşk romanıydı. Sonundaki sürpriz de çok etkileyiciydi.




Kendini Arayan Casus

Ian McEwan'ın son romanı Sweet Tooth 2012 ortasında çıktı. 1970'lerde geçen romanın ana kahramanı Cambridge Matematik bölümü mezunu Serena Frome. Son derece güzel bir sarışın olan Serena, mezun olur olmaz   İngiliz Gizli Servisi MI5'ta  çalışmaya başlar.

İlk gizli görevi ise Soğuk Savaş'ın kültürel yanıyla ilgilidir. CIA'nin Avrupa'da çok uyguladığı bir model olan sanatçıları el altından destekleme programının benzeri 'Sweet Tooth' adıyla İngiliz Gizli Servisi tarafından başlatılır. Serena da  gelecek vaad eden genç yazar Tom Haley ile bağlantıya geçer ve onu yazarlara maddi destek sağlayan programa katılmaya davet eder. Serena ve Haley arasında aşk doğar ve olaylar gelişir. Başta yavaş akan kitap sonra hızlanıyor ve finalde bizi büyük bir sürpriz bekliyor.



Gerçek Karakterler

McEwan kadın karakter yaratma ve işleme konusunda çok usta. Serena'nın zayıflıkları, kendinden hiç bir zaman emin olamaması, güzelliğinin ve yeteneklerinin farkına varamamasını bir erkeğin yazabilmesi çok etkileyici.

Kitapta pek çok önemli yan karakter var. Serena'nın ailesi dışında onun MI5 ile tanışmasına neden olan Tony Canning de önemli bir rolde. Beni kitapta en çok etkileyen hikayelerden biri Serena ve Tony'nin ilişkisi oldu. Çok acıklı.

Romanda McEwan'ın hayatından pek çok otobiyografik öğe var. Genç yazar Tom Haley McEwan'ın gençliğinden izler taşıyor.

Kitapta edebiyat ve yazarlar da çok önemli bir yer tutuyor. Kahramanlardan birinin yazar olması dışında Serena'nın okuma tutkusu, okumadan yapamaması ve kitap seçim karakteri de önemli. Serena kitaplarda kendini arıyor. O nedenle kadın karakter yoksa o kitabı beğenmiyor.

Sweet Tooth aşk, edebiyat, casus dünyası, kabul edilme, Soğuk Savaş ve 70'lerde kadın olmak üzerine çok şey söyleyen bir roman. Kitapta pek çok mini hikaye de var.  Karakterler yaşıyor ve kitap bittikten sonra da sizinle kalıyor. Edebiyatın süslü cümle kurmak değil hayat kurmak olduğunu bir daha ispatlıyor.

Çok beğendim ve tavsiye ederim. Zaten Hollywood da bu hikayeyi kaçırmaz bence. Bir kaç seneye filmini görürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder