4 Ekim 2021 Pazartesi

Kirke'nin artık hem adı, hem hikayesi var

 Madeline Miller'ın yazdığı 'Ben, Kirke' uzun zamandır gördüğüm ve arkadaşlarımın önerdiği bir kitaptı. En son edebiyat zevkimizin uyduğu Zeynep de önerince aldım ve okumaya başladım. Popüler bir kitap olduğu için beklentim çok yüksek değildi açıkçası. 

Fakat 'Ben, Kirke' ilk cümlesinden itibaren beni şaşırttı ve içine çekti. 'Ben doğduğumda, olduğum şeyin bir ismi yoktu.' Kitap bu cümleyle başlıyor ve isimsiz bir mitolojik varlığın (nympha) kendini var etme hikayesini anlatıyor. Tam bir kadın hikayesi. Hor görülen ve  aşağılanan bir genç kızın öfkesi ve inadıyla kendini yaratması ve babası ve Tanrılar tarafından cezalandırılmasına rağmen(ve belki de bunlar sayesinde) kendi hayatının iplerini eline almasını okuyoruz. Kadın olmak, aşık olmak, doğurmak ve anne olmayı mitolojik bir varlıkla beraber tekrar yaşıyoruz. Doğum depresyonu ve ergenlerle çatışma insanlara has değilmiş:) 




Yazar Madeline Miller Latince, Yunanca ve Shakespeare üzerine uzmanlaşan bir eğitimci. Mitolojik öykülerin yeniden ve feminist bir bakış açısıyla yorumlanması olarak tanımlanabilecek bir tarzı var. Odysseus Destanı'nda 'adada yalnız yaşayan cadı' olarak bir iki satırla geçen Kirke'yi merkeze alarak yazdığı roman, tarih boyunca adı anılmamış kadın kahramanları hatırlamamıza neden oluyor. Mitolojiyi sevenler zaten ilgiyle okuyacaktır. Erkeği merkezi alan anlatılarla büyümüş bizlere farklı bakış açıları sunduğu için çok kıymetli. 

Yunan Mitolojisi günümüz Batı dünyasının temellerini oluşturduğu için hikayeleri okumak ufuk açıyor.  Çok erkek egemen, seksist ve günümüzde kadın sorunlarının temellerini oluşturan anlayışın tohumlarını bulabileceğiniz bir alan. Sadece Pandora'nın hikayesini okumak bile kadına bakışın temellerini anlamak için yeterli. O nedenle Miller'ın yaptığı gibi hikayedeki kadınlara adlandırmak ve seslerini duyurmak çok önemli. 


Tabii ki bu eser alanında ilk değil. Ursula K. Le Guin'in 'Lavinia'sı da Roma'nın kuruluş destanında yer alan ama adı kenarda kalmış Aeneas'ın eşi Lavinia'nın gözünden hikayeyi anlatıyordu. Bilmediğim pek çok farklı kitap da vardır eminim. 


 Miller mitolojiye hakimiyeti ve kaleminin gücü sayesinde hem sürükleyici hem de çok duygusal bir büyüme hikayesi anlatmış. Çevirmen Seda Çıngay Mellor 'un çevirisi de çok başarılı. Kitabın sonunda karakterleri anlatan kısa bölümler olması da çok faydalı olmuş. 

1 yorum: