28 Ekim 2024 Pazartesi

2024 Yılında Okuduğum Kitaplar-Ekim

 Ekim ayı iş ve sosyallik  açısından hayli yoğun bir ay oldu. Bu durum tabii ki okuma hızımı da etkiledi ve ayı tek kitapla bitirdim ama bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğu için kendimi çok verimli bir ay geçirmiş olarak görüyorum. 


Kitabı tamamen tesadüfen Minoa'dan aldım. Ünlü sanat tarihçisi ve sanat eleştirmeni Charlotte Mullins'in  'A Little History of Art'  başlıklı kitabı insanların 100 bin yıllık sanat hayatına kısa, rahat okunur ve kapsayıcı bir dille yaklaşıyor. 


Buradaki kapsayıcı dil çok önemli çünkü daha önceden okuduğum sanat tarihi kitapları genelde Batı- beyaz ve erkek odaklıydı. Tabii ki eski Mısır ve Sümer'le başlıyorlardı ama sonra çok büyük çoğunlukla Avrupalı erkek sanatçıların öyküsüydü anlatılan. 

Mullins ise Hint, Japon, Çin, Osmanlı ve en önemlisi Afrika ve Güney Amerika'yı da katıyor bu büyük öyküye. Ve kadın sanatçıların sadece son iki yüzyılda değil çok daha eskiden de olduklarını görüyor, okuyoruz. Özellikle Afrika sanatının farklarını ve günümüz sanatı üzerindeki etkisini okumaya başlamak hoşuma gitti. Kadınların sanattaki rolü, obje olmaktan çıkmaya başlamaları ve geçtikleri yollar da kitaptaki önemli başlıklardan. 


Sanat akımları, dünya üzerindeki etkileri ve etkileşimleri de ancak konuya çok hakim birinin anlatabileceği netlikte yazılmış. Başta basit bulup, daha çok gençler için yazıldığını düşünmüştüm ama sonra yazarın işinde ne kadar usta olduğunu anladım. Son derece soyut konuları, çok iyi seçilmiş örneklerle ve kafada yeni sorular oluşturarak yazılmış bir sanat tarihi. Meraklısı için çok güzel bir kaynak. 



1 Ekim 2024 Salı

2024 Yılında Okuduğum Kitaplar-Eylül

 Çok yoğun geçen yaz aylarının ardından Eylül pek güzel geldi. Müzeyi açtık, 'Zeka, Dikkat ve İffet' kitabımız da yetişti. İki iş de bana büyük manevi tatmin sağladı ve çok kıymetli deneyim oldu. Bundan sonra müzelere gittiğim zaman her zamankinden fazla saygı göstereceğim. Harcanan emek, para, zaman inanılmaz büyük. 

İşler rahatlayınca tekrar keyif için okumaya başladım. İlk kitap 'Lezzetli Dünya Tarihi' oldu. Tarih boyunca beslenme, tarım, baharat, pişirme biçimleri ve ekonominin etkisi ve lezzettlerin yayılması konusunda son derece bilgilendirici ve eğlenceli bir kitap. Yazar t İspanyol olduğu için İspanya ile ilgili bölümler son derece detaylı. 

'Ne yersek oyuz' ya da 'Biz neysek, onu yeriz' Yaptığımız seçimler neredeyse hiç bir zaman kendi özgür seçimlerimiz değil. Yiyeceklerin kültürlerarası geçişlerini anlamak için güzel kitap. 

İkinci kitabım ise Viet Thanh Nguyen'un Pulitzer ödüllü 'Sempatizan'ı oldu. Kitabı çok duymuştum. Sevdiğim bir çevirmen olan Duygu Akın'ın çevirisi olduğu için daha da büyük hevesle okudum. Kitap, 1975'te Vietnam savaşında Saygon'un düşmesiyle açılıyor. İsimsiz kahramanımız çift taraflı bir ajan. İnanmış bir komünist olarak CIA'ye de çalışıyor. ABD Vietnam'dan çekilirken o ve başka Amerikan taraftarları ABD'ye iltica ediyorlar. Sempatizan hep iki taraflı, iki beyinli ve aslında hiç bir yere ait olamayan biri. Annesi Vietnamlı, babası ise Fransız bir rahip olan kahramanımız 'piç' olduğu için doğduğu günden itibaren arada kalmış. Kitap son derece sert savaş ve işkence sahneleri ile dolu. Mürekkepbalığı ile yapılan mastürbasyon sahnesi, Coppola'nın meşhur 'Apocalypse Now' ının çekiliş öyküsü, Saygon'dan kaçış, yeniden eğitim kampındaki işkence anları çok sert yazılmış. 

Kitap hem bir göç, hem de arkadaşlık hikayesi. Kahramanımızın annesinin fedakarlıkları, kadınların hayatları boyunca yaşadıkları zorluklar, Vietnam'ın ve vatandaşlarının makus talihi, demokrasi yalanları hepsi var kitapta. Çok başarılı bir roman. Ben bitirdikten sonra Vietnamlı olmadığıma çok şükrettim şahsen. 

Arada bir de mavi renginin tarihini anlatan Michel Pastoureau'nun 'Mavi/Bir Rengin Tarihi'ni parça parça okudum. Antik Yunan ve Roma dönemimde sevilmeyen hatta barbarlara uygun bulunan mavinin 11. Yüzyıl'dan sonra Avrupa'daki değişen hikayesini, sınıf değişiminin renk algımız ve seçimlerimiz üzerindeki etkisini anlatan çok ilginç bir çalışma. Kültürün değişimi ve seçimlerimizin bize bağlı olmadığını görmek açısından çok ilginç bir okuma oluyor.