Can Dündar'ın son kitabı Lüsyen'i okudum.Dündar, Şair-i Azam Abdülhak Hamid ile son eşi Lüsyen Hanım'ın çok maceralı, zamanında büyük yankılar uyandırmış ilişkilerini yazmış.
Lüsyen Hanım henüz 18 yaşındayken, 60 yaşındaki Abdülhak Hamid ile tanışır. Aralarında büyük aşk başlar. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü, Balkan ve Dünya Savaşları fonunda fırtınalı bir ilişki ve evlilik yaşarlar.Aralarındaki büyük aşka rağmen Hamid Lüsyen'in başka bir erkekle evlenmesine izin verir, hatta kendi elleriyle evlendirir, evlerinde misafir olur. Kitapta Atatürk'ten, Halife Abdülmecid'e, Damat Ferit'ten Nazım Hikmet'e onlara tarihi sima görüyoruz.
Sürükleyici ama roman tadı eksik
Son derece sürükleyici bir kitap. Fakat bence bu bir roman değil çünkü bir türlü karakterlerin içine tam olarak giremiyoruz, neyi neden yaptıklarını bilemiyoruz. Bir ilişkinin belgeselini okuyoruz diyebiliriz. Zaten Dündar da aslen belgeselci mantığı ve gerçeğe bağlı kalma kaygısıyla hareket edip 'romantik belgesel' yazdığını söylemiş. Çok da iyi bir iş çıkartmış. Günümüzde çok fazla kimsenin Abdülhak Hamid'in ne kadar önemli bir şair olduğunu bildiğini sanmıyorum. En azından ben bu kadar etkili biri olduğunu bilmiyordum. Dündar sayesinde tarihte ne kadar enteresan karakterler olduğunu ve onları acımasızca unuttuğumuzu bir kez daha hatırlamış olduk.
Atatürk'ün kitaplarını altını çizerek okuduğu, Halife Abdülmecid'in yağlıboya tablosunu yaptığı şairin cenazesi de çok büyük bir kalabalık tarafından kaldırılmış. Dündar, geçmişte adeta pop-star muamelesi gören ama günümüzde unutulan bu ismi günümüze magazinel aşk hikayesiyle taşımış.
Lüsyen hayatını bencil bir erkek için harcamış
Bu arada 80 kuşağı olarak Hamid'i sadece edebiyat kitabından tanıyordum ve doğal olarak herhangi bir edebi hayranlığım yok. Kitapta tanıdığım kişiden ise hiç hoşlanmadım. Sürekli genç kadın peşinde koşan, adeta genç kadınlardan beslenen, çok içen, içince sapıtan, her devrin adamı olan, sürekli para isteyen, çocuklarıyla ilgilenmemiş bir erkek Hamid. Dış görünüşte modern ve batılı ama içinde şarklı ve kıskanç bir erkek. Fakat Lüsyen'e mektuplarını okuyunca ondaki şeytan tüyünü anlıyorsunuz. Hiç bir kadın Hamid'in
ilan-ı aşkına, iltifatlarına kayıtsız kalamaz.
Belçikalı genç Lüsyen de kalmamış zaten. Hayatını Hamid'e adamış, deyim yerindeyse heba etmiş. Harcanan hayatın sonu Hamid'in gösterişli mezarının yakınında mezar taşşız bir şekilde gömülmek olmuş.
Bayram tatilinde okumak için ideal bir kitap.
*Akış erkeği: Günümüzde sık rastlanan, genç kadınların enerjisinden beslenen, çok içen, söyledikleri ile yaptıklrı birbirini tutmayan, sadakatsiz, orta yaşlı erkek türü. Genelde her kadın hayatının bir döneminde bir akış erkeğine raslar.Önemli olan ne kadar az hasarla ve ne kadar çabuk kendinizi kurtarabildiğinizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder