Filiz Aygündüz'ün 'Kaç Zil Kaldı Örtmenim'ini okudum.Kitap; 23 yaşında, İstanbullu ve kendi küçük burjuva çevresinin dışına hiç çıkmamış bir öğretmenin mecburi hizmetle gittiği Diyarbakır-Silvan'daki bir yılını anlatıyor.
Kendisi de mecburi hizmetini aynı bölgede yapan Aygündündüz yarı-otobiyografik kitabında samimi bir dille yabancılaşmayı, Türk-Kürt ilişkisi ve ilişkisizliğini anlatıyor. Kırık bir aşk hikayesinin gölgesinde genç öğretmen aslında öğrencilerinden çok şey öğreniyor.
Diyarbakır'a ilk gittiği ve Kürtçe'yi ilk duyduğunda yaşadığı şok, Silvan'da da, İstanbul'da da kendini ait hissedememesi, öğrencilerin ona duyduğu büyük ve içten sevgi ve hayatının en büyük aşkı kitabın ana temaları. Bir edebiyat harikası değil ama bölgeyi anlatan samimi bir roman.
Ben çok ağlayarak okudum kitabı. Vapurda, takside ve minibüste okuduğum için de zaman zaman çevremdekilerin tuhaf bakışlarına maruz kaldım. İmkansız aşka çok üzüldüm ve en çok çocuklar için gözyaşı döktüm.
Şu anda devam eden iki dil tartışmalarında taraf olmadan önce okunmasında fayda var.
İki Dil Bir Bavul filmi de bende aynı etkiyi yapmıştı. Boğazıma oturan yumruyu hala taşıyorum. Nietzsche Ağladığında hayat görüşümü, İki Dil Bir Bavul bu ülkeyle ilgili fikirlerimi yerinden oynattı.
YanıtlaSilFilmin DVD'si çıktı mı? Ben de merak ediyorum.
YanıtlaSil